Ebeveyn • 01 Eylül 2019
Yazar: Elzem Güçlü Arslan - Psikolojik Danışman
ÇOCUKLAR VE EBEVEYNLERİN OKULA UYUM SÜRECİ
Okula uyum, çocuklar ve ebeveynler için heyecanlı ve içinde minik soru işaretleri barındıran yeni bir süreç. Bu süreçte çocuklar yeni bir ortam, yeni insanlar ve yeni deneyimlere alışmaya çalışırken ebeveynler de kendileri için yeni olan duygulara alışmaya çalışırlar. Bu nedenle anlaşılması ve ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gereken tek kişi çocuklar değil aynı zaman da ebeveynlerdir de. Bir ebeveyn olarak çocuğunuzdan ayrılmak, onu ‘bıraktığınız’ için yaşadığınız suçluluk duygusuyla baş etmeye çalışmak sizin için zorlayıcı olabilir. Ama kesinlikle kabul edilmesi gereken doğal bir süreçtir. Önemli olan, bu süreçte çocuğunuzun ihtiyaçları ile kendi ihtiyaçlarınızı ayrımlaştırabilmenizdir.
Çocuğumun ihtiyaçları konusunda bilmem gerekenler neler olabilir?
Okul seçimi
Okul seçimi bireyler için büyük bir sorumluluktur. Genellikle ebeveynler dahi bu seçimi yaparken oldukça zorlanırlar. Diğer bir yandan çocukların okul seçme kriterleri ile ebeveynlerin kriterleri birbirinden çok farklıdır. Siz okulun eğitim yaklaşımına, uyum sürecine yönelik bakış açısına bakarken çocuğunuz okulun herhangi bir fiziksel özelliğinden etkilenebilir.
Bu nedenle çocuğunuza hangi okula gitmek istediğini sormak riskli bir yaklaşımdır.
Çocuğunuzun vereceği cevap sizin için kabul edilemez bir seçenek haline geldiyse, bu soruyu sormanız aranızdaki güven ilişkisini zedeleyebilir.
Uyum Süreci
Okula uyum süreci her çocuk için farklıdır. Bazı çocuklar için bu süre üç gün iken bazı çocuklar için iki hafta olabilir. Önemli olan bu zaman diliminde ebeveyn olarak sizin ve okulunuzun yaklaşımıdır.
Çocuğunuzun öğretmeni ile bağ kurmasını beklemeden yanından gizlice uzaklaşmak, doğru olmayan bilgiler verip sakinleşmesini beklemek aranızdaki güven ilişkisini zedeleyecektir. Uyum sürecinde, çocuğunuzun güvendiği bir yetişkin ile birlikte okulda birkaç saat geçirmesi daha sonra okuldan birlikte ayrılmaları öğretmeni ile bağ kurması için iyi bir başlangıç olabilir. Bu sürecin sonunda okuldan ayrılacağınızda çocuğunuza bunu net bir şekilde söylemeniz gerekir. Doğru olmayan bir bilgi günü kurtarabilir fakat uzun vadede okula olan bakış açısını etkiler ve size olan güvenini zedeler.
İlişkiler
Öğretmenler çocuklarımız üzerinde bizi şaşırtan bir etki bırakırlar. Bu etkiyi zaman zaman bazı durumlarda kullanmak iyi bir fikirmiş gibi gelebilir. Örneğin, çok istediği bir oyuncağı, öğretmeninin kızacağını söyleyerek almaktan vazgeçirme düşüncesine kapılabiliriz. Ya da evin içinde tekrarladığı istenmeyen bir davranışı bitirmek için çocuğumuzu öğretmenine ‘şikayet etmek’ isteyebiliriz. Böyle zamanlarda kendimize ‘dur’ demekte yarar var. Yeni öğretmeni ile bağ kurma sürecinde olan ya da güvenli bir bağ kurmuş çocuğumuzu kontrol etmek için öğretmenin otoritesinden yararlandığımızda öğretmenin kızabilir olduğuna dair bir mesaj veririz. Öğretmene yönelik bu algısı çocuğumuzun öğretmene bakış açısını olumsuz bir şekilde etkileyebilir ve güven ilişkilerini zedeleyebilir.
Beklenti
Okulun ilk zamanlarında çocuğumuzun okulda ne yaptığını çok merak edebiliriz ve gününü paylaşması için beklenti içeren birçok soru sorma hatasına düşeriz. “Sebzeni bitirdin mi?”, “Arkadaşlarınla mı oynadın; yalnız mı?” gibi. Bu sorular çocuğunuzun beklentiyi hissedip kendisini ifade etmesini engelleyebilir. Böyle durumlarda ısrarcı olmamakta yarar var. Bilgiye ulaşmanızın gerekli olduğu durumlarda öğretmen ile iletişim kurmayı deneyebilirsiniz.