Ebeveyn • 27 Mayıs 2020
Yazar: Elzem Güçlü Arslan - Psikolojik Danışman

ÇOCUĞUM NEDEN TEK BAŞINA OYUN OYNAMIYOR?

Eğer son zamanlarda aklımıza bu soru sık sık takılıyorsa, belki kendimize şu iki soruyu da sorabiliriz:

  • “Her zaman bu şekilde olan durum kendini şuan daha yoğun bir şekilde mi hissettiriyor?” yoksa
  • “Kendi başına oynamakta zorlanmayan çocuğum pandemi sürecinde zorlanmaya mı başladı?”

Burada kazanacağımız farkındalık çok kıymetli, aynı zamanda bazı mesajlar içeriyor olabilir.

Eğer ilk soruya cevabımız evet ise çocuğumuzun genel olarak neden tek başına oynamadığının altında birden fazla neden yatıyor olabilir.  

Öncelikle bu durumun temellerinin erken dönemlerde atıldığını unutmamak gerek. Bebeklikte oynadığı oyuna tanıklık etmek, yeni şeyler denemesi için alan tanımak, odaklandığı oyuna ya da oyuncağa dikkatini verme halini kesintiye uğratmamak çok kıymetli. Ann Pleshette Murphy’ye göre çocukların erken dönemlerdeki gelişiminin en büyük destekçisi bakımlarını üstlenmiş kişilerin onlarla oyun oynama biçimi.

Yaşı büyüdükçe ve sembolik oyuna (hayal gücü oyunları, evcilik oyunu gibi, -mış gibi yapma oyunları) geçtiği dönemde oyunlarını kendinin yapılandırmasına izin vermek çocuğun kendi oyununu kurabilmesinin yolunu açıyor. Sembolik oyuna geçtiği süreçte serbest oyun için bolca boş vakit yaratmak kendi oyununu kurması için çocuklara fırsat veriyor. Bu süreçte sürekli yapılandırılmış etkinliklerle (önceden organize edilmiş ve bir yetişkin tarafından süpervize edilen tüm aktiviteler) çocuğumuzun karşısına çıkmamaya özen göstermemiz çok kıymetli.

Bir diğer yandan, çocuklar doğduklarından bu yana hızlı bir dünyanın içinde yaşıyorlar. Hayal güçlerini kullanabilecekleri, planlanmadan geçen zamanları belki de oldukça kısıtlı.  Gününün her dilimi programlanmış ve yapılandırılmış bir şekilde geçen bir çocuk arta kalan zamanı nasıl değerlendireceği konusunda karmaşa yaşıyor olabilir. Eğer bu tablo sizin için tanıdıksa biraz yavaşlamakta ve sadeleşmekte fayda olabilir.

Ebeveyn olarak çocuğumuzun can sıkıntısını geçirme konusunda sorumluluk hissediyorsak o zaman çocuk bu duygu geldiğinde çözümü yine sizde arayacaktır. Bu da tek başlarına bir oyun kurmalarının, dikkatlerini kurdukları oyuna vermelerinin önüne geçiyor olabilir. Böyle bir durumun varlığını hissediyorsak ebeveyn olarak kendimize şu soruyu sorabiliriz:

“Çocuğumun duygu sorumluluğunu alma konusundaki eğilimim nereden kaynaklanıyor olabilir?”
Aynı zamanda çocuğumuza biraz alan ve zaman tanımak daha sonraki süreçlerde çözümü kendisinin üretmesi için bir başlangıç olabilir.

Eğer bugüne kadar benzer bir tablo hâkimse, o zaman ‘hadi bakalım artık biraz da tek başına oyna’ cümlesi çok işlevsel olmayacaktır. Yukarıdaki paragrafları da göz önünde bulundurduktan sonra, çocuğunuzun sizi yönlendirdiği, rolleri dağıttığı bir oyunda birlikte oynamaya, oyuna onun liderlik etmesine izin vermeye özen gösterebilirsiniz.  Zaman zaman kendinize çok küçük molalar verip sizin için oyuncağınızı tutmasını, konuşturmasını ya da ahşap blokları sizin yerinize kuleye yerleştirmesini istemek gibi minik başlangıçlar yapabilirsiniz.

Peki, pandemi süreci ile birlikte başlayan tek oynamama hali neden kaynaklanıyor olabilir?

Eğer ikinci soruya cevabınız evet ise ve eskiden tek başına zaman geçiren, oyun oynayan çocuğunuz pandemi ile birlikte bu rutininden vazgeçtiyse birkaç noktaya daha bakmak gerekebilir.

Öncelikle çocukların evde geçirdikleri çok uzun bir zaman dilimi olduğunu ve genelde yüz yüze iletişim kurduğu neredeyse tek kişinin ebeveynleri olduğunu unutmamak gerek.

Bir yandan, çocuklar alışık olmadıkları bir sürecin içine çok ani bir şekilde girdiler. Yeni düzen ile baş etme noktasında desteğe ihtiyaç duymaları kabul edilebilir. Oyun ise duygularını güvenle dışa vurabilecekleri bir alan. Bu nedenle sizinle oynamak istedikleri oyunda ona eşlik ediyor olmak, oyunu yönlendirmesine fırsat verip baş etmeye çalıştığı duygunun oyunda dışarıya çıkıyor olmasına izin vermek çok değerli.

Bir diğer kendimize sormamız gereken soru da “Bu süreçte ebeveyn olarak ben nasıl hissediyorum?” olabilir.
Çocukların, ebeveynlerinin duygularına karşı oldukça duyarlı olduklarını biliyoruz. Özellikle, bu duygular yoğun bir şekilde gelen kaygı verici duygular olduğunda.

Böyle zamanlarda çocukların eski rutininde olan davranışlarının değişmesi ve size daha bağlı bir hale gelmesi öngörülebilir bir durum.

Bu süreçte, ebeveyn olarak duygularımızın farkında olmamız, bu duyguları kabul etmemiz, daha iyi hissetmek için neye ihtiyacımız olduğunu keşfetmemiz ve buna yönelik minik adımlar atmamız hem bize hem çocuğumuza iyi gelebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.