Ebeveyn • 13 Temmuz 2017
Yazar: Elzem Güçlü Arslan - Psikolojik Danışman
ANNE OLMANIN İNANILMAZ HAFİFLİĞİ Mİ? AĞIRLIĞI MI?
Bir çocuğun annesine yaşattığı birçok duygu var. Bu duygular olumlu olabildiği gibi olumsuz da olabiliyor. Mutluluk, heyecan, gurur gibi duygularla birlikte kaygı, kızgınlık ve suçluluk da annelerin en aşina olduğu duygular.
Olumlu duyguları yaşamak çok güzel ve bunları yaşarken hissettiğiniz şey muhtemelen inanılmaz bir hafiflik.
Peki ya bu olumsuz duyguların çocuğunuz ile aranızda ne işi var?
Tanıdığım ve görüştüğüm tüm annelerin ‘iyi anne’ olmak için çok çaba sarf ettiklerini biliyorum ve görüyorum. İyi bir anne tanımı ise günümüzde herkese göre değişiklik gösteriyor.
İyi anne, çocuğunu bakıcıya bırakmayan anne mi, en iyi okula gönderen mi, en fazla kursa götüren mi, her istediğini yapan mı, çok kuralcı olan mı? Hangisi? Bence hiçbiri.
Genelde ise anneler iyi bir anne olmak için sadece anne olmayı seçiyor.
Peki ne demek sadece anne olmak?
İnsanların farklı kimlikleri vardır. Evlat kimliği, eş kimliği, arkadaş kimliği, ebeveyn kimliği, mesleki kimliği gibi. Eğer anne olduğunuzda sadece ‘anne kimliğiniz’ i beslemeye karar verirseniz diğer kimlikleriniz bir süre sonra size orada olduklarını hatırlatmak isteyeceklerdir. Siz onları görmezden geldikçe bu durum iç çatışma yaşamanıza sebep olacaktır.
Bu çatışmayı çıkaran bir durum da kızgınlık ve suçluluk duyguları. Annelerin kızgınlık ve suçluluk duygularını çok sık yaşadıklarına tanık oluyorum.
Çocuklarına karşı hissettikleri kızgınlık duyguları daha sonra suçluluk duygusu yaşamalarına neden oluyor. Hiç şöyle düşündüğünüzü hatırlıyor musunuz?
“Kızımın bu kadar kursu olmasa haftasonlarını evde dinlenerek geçirebilirdim!”
“Oğlum yüzünden akşam bir sayfa kitap bile okuyamıyorum!”
Eğer bunları içinizden geçiriyor ve sonra nasıl böyle düşünebildiğiniz ile ilgili kendinizi kötü hissediyorsanız siz de ‘anne kimliği’nize sıkışmış olabilirsiniz. Kendinize bir alan yaratmanın zamanı gelmiş olabilir. (Bunun her zaman mümkün olamadığını biliyorum, bu konuyu ileriki yazılarımda ele alacağım.)
Bir gün bir anne bana şunu söylemişti:
“Tam iki aydır saçımı fönletmiyorum ve hiçbir arkadaşımı görmedim. Artık çok bunaldım.”
Bu annenin kesinlikle haklı olduğunu söyleyebilirim. İyi anne saçı fönlü annedir demiyorum tabii. Fakat iyi bir anne mutlu bir annedir aynı zamanda. Eğer o gün mutlu olmanız için saçınızı fönletmeye ihtiyacınız varsa ve bir şekilde fırsat da yaratabiliyorsanız fönletin. Arkadaşlarınız ile buluşmak sizi motive edecekse buluşun. İnanın çocuğunuzun yanında olmayacağınız o iki saat çocuğunuz ile çok daha kaliteli geçirebileceğiniz bir iki saatin altın anahtarı.
Unutmayın siz bir anne olduğunuz kadar bir bireysiniz. Bir birey olarak ihtiyaçlarınızın ve isteklerinizin olması çok doğal.
Birey olarak doyumu ve mutluluğu yakaladığınız zaman mutlu bir annelik kendiliğinden gelecektir. Mutlu bir anne ise kaliteli bir anne-çocuk paylaşımının olmazsa olmazıdır.
Cok güzel bir yazı olmus gercekten. Anneligimin ilk zamanlarında çok hissettim bu tarz duygular. Bu yuzden oğlumu kimselere bırakamadim, yeri geldi hiçbir arkadaşımla görüsmedim eşimle uzun bir süre başbaşa yemege cıkmadım. Çünkü oglumu bırakırsam kendimi cok suçlu hissedeceğimi biliyordum. Ama böyle davranarak mutlu bir birey olmadıgımi farkettim.. Saglikli bir anne hatta anne baba olabilmek icin kendimize de zaman ayırabilmemiz çok önemli.Sevgiler..
Sevgili Elzem yaşadığımız çelişkiyi çok güzel özetlemiş. Eline sağlık. Fikirlerine ben de katılıyorum. Ben de kendime vakit ayırdığımda çocuklarımla daha verimli vakit geçirdiğimi keşfettim.
Harika bir yazi olmus elzemcim 🙂 icime su serptin , (kalemine saglik mi denirdi;)) )
Elzem Hanım o kadar güzel bir yazı olmuş ki. İlk anne olduğumda bende bu fikirleri barındırıyordum.
Bebeğimle ya da bebeğimsiz gezdim, kuaföre gittim, spor yaptım, arkadaşlarımla dışarı çıktım. Zaten bebeğim 3 aylıkken işe başladım. Ve ben bütün bunları yaparken etrafımda ki benim gibi taze annelerin bana sorumsuz anneymişim gibi davranmasından o kadar sıkılmıştım ki.
Şimdi 2. Bebeğimi aldım kucağıma ve yine aynı şeyleri yapacağım. “Ben iyi olmalıyım mutlu olmalıyım ki bebeğimde mutlu olsun”
Elzem Hanim ,harika bir yazı olmuş kesinlikle size katılıyorum ,mutlu anne mutlu çocuk demek😊 Oğlum 30 aylik suan ve ben onu nezaman bırakıp dışarıya çıksam aklım hep onda kalıyor ve bir süre sonra koşa koşa eve gidiyorum 😊 Sizce ne yapmalıyım belkide benim gibi anneler vardır oğlum olmadan asla diyen …
Anne olarak yaşadığınız bu duygular birçok annenin yaşadığı duygular. Çocuğunuzu özlemeniz,birlikte zaman geçirmek istemeniz çok doğal. :)Bıraktığınız yer oğlunuz için güvenliyse ve ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde karşılanıyorsa döndüğünüzde oğlunuzla kaliteli zaman geçirmenizi sağlayacak küçük bir molanın kimseye zararı olmayacaktır. :)Bu ayrılıkları ilk başlarda kısa tutmanız yavaş yavaş süreyi uzatmanız alışmanız için ikinize de zaman verecektir. Ayrılıklardan önce haber vermeyi ve döneceğinizi söylemeyi ihmal etmemekte fayda var.Sevgiler
bebeğim 50 günlük ve annem evde onunla ilgilenirken acele ile gidip ihtiyaçlarını alıp hızlıca geliyorum ve tabi ki çok yoruluyorum. bir gün bu hızlı alışveriş öncesinde iş arkadaşlarımı ziyaret edip onlarla kahve içtim ve sonra dışarı çıkıp işlerimi hallettim. bir sonraki çıkışımda da başka bir arkadaşıma uğradım yarım saat sohbet edip sonra işlerimi hallettim. örneğin bugün de AVM’ye bebeğimin ihtiyaçları için gitmiştim ama onunla ilgisi olmayan pek çok mağazaya da (ihtiyacım olmadığı halde) girerek keyif yaptım ve tabi ki bütün bahsettiğim bu durumlarda kızımı çok ama çok özledim :))) güvenebileceği birine bebeğini bırakabilen her anneye tavsiye ediyorum. bana bu desteği veren kendi anneme de milyonlarca kez teşekkür ediyorum 😊